Cumhuriyet Güç Birliği Adına Adaletin Hukuku ve Parlemanter Demokrasi İdeali Derneği Başkanı Mehmet Ektaş şu ifadeleri seslendirdi;

"Biliyoruz ki; dünyadaki tüm büyük zaferler, devrimler, davasına  adanmış, fedakar, cesur, mücadeleci, bilge lider ve kadroların eseridir. Türk Kurtuluş Savaşı da Ulu Önder Atatürk’ün dehası ve kararlılığı, Atatürk’e gönülden inanan, yolunu yol bilen. cesur ve liyakatli yol arkadaşlarının azim ve mücadelesiyle kazanılmış, Cumhuriyet kurulmuş, ardı ardına gerçekleştirilen devrimlerle bir millet ve o milletin kültürü yeniden inşa edilerek ayağa kaldırılmıştır. 

Bugün burada, milli mücadele kahramanlarımızdan, Cumhuriyetimizin kurumsallaşmasında, boy atmasında büyük emeği olan bilge ve savaşçı değerlerimizden birini anmak üzere toplandık. Bugün burada, her şart altında kendi doğru kararını verebilen, özgür fikirli insan, Atatürk’ün deyimiyle Erkin insan Behiç Erkin’i ölümünün 62. Yılında anmak üzere toplandık. Kurtuluş Savaşı başlangıcında, her alanda olduğu gibi ikmal konusunda yetişmiş insan gücü de yoktu. Koca subay kadrosunda bile bu işten anlayan ve ikmal konusunda zamanında kendini hasbelkader geliştirmiş sadece tek bir kişi vardı.  Behiç Bey.

behdx654

Behiç Bey, Mustafa Kemal’in en yakın ve en eski mesai arkadaşlarındandı ve özel mektuplarla düşüncelerini en açık surette paylaştığı, ülke ve dünya meseleleri üzerine fikir alışverişinde bulunduğu sayılı kişilerden biriydi. Behiç Bey, Kurmay yüzbaşı iken 1904 yılından 1910 yılına kadar yabancılar tarafından işletilen demiryollarının çeşitli bölgelerinde muhafız kuvvetleri müfettişliğini yapmıştı. Bu görevlerde boş durmayarak  demiryolları ikmali konusunda ciddi gözlemler ve araştırmalar yaparak bu alanda kendini geliştirmişti.

Türkler demiryollarının “D” sini bilmezken, öğrendikleri ile daha 1912 yılında “Demiryollarının Askerlik Açısından Tarihi, Kullanım ve Teşkilatı” adında kitabını yayınladı.

Kazandığı ikmal, sevk ve idare becerileri ile, Çanakkale savaşında cephe gerisi sevkiyatı kusursuz planladı ve bu sebeple savaşın kazanılmasını sağladı. Savaş sonrası Almanların en üst mertebe olan 1. Derece demir haç madalyasını Atatürk ile birlikte alabilmiş tek kişiydi.  Yani adı bile bilinmeyen bu adam Çanakkale kahramanıydı.

Yetmedi 1918 yılında Azerbaycan’ın ilk düzenli ordusunu kurmakla görevlendirildi. Polis ve Jandarma teşkilatını kurmak için Gence’ye gönderildi. Burada büyük başarıların altına imza attı,

İşte bugün burada, Mustafa Kemal'in "Ben cephelerde ne yapılacağını biliyorum ama ordumuzun cephelere süratle nasıl sevk edileceğini bilmiyorum, bu şimendiferlerin işin ehli biri tarafından idare edilmesi ile mümkün olabilir, buna ancak siz muvaffak olabilirsiniz, siz şimendiferlerle cephelere askerleri sevk edin ki ben de cephelerde muvaffak olabileyim" diyerek güvenini ortaya koyduğu ve görev yüklediği Behiç Bey’i anmak üzere toplandık. 

Behiç Bey, Mustafa Kemal’in talimatıyla çoğu harap olmuş demiryoluna, kömürü, odunu ve hatta makinisti olmayan bakımsız, arızalı lokomotiflere sahip demiryollarını ele aldı. Demiryollarının kesiştiği yer olan Eskişehir'de şu anda içinde bulunduğumuz alanda bir üs kurdu, harap olmuş hatlardan söktürdüğü rayları, traversleri kullanarak ikmal yollarını kısa sürede oluşturdu, Kurtuluş Savaşı boyunca derme çatma trenlerle cepheye asker, cephane, malzeme nakletti, gerektiğinde ray ve vagonlardan çelik söktürüp kılıç yaptırdı.

Böylece, 1919’da başlayan mücadelenin de baş kahramanlarından biri demiryolları oldu.  Behiç Bey, Demiryolları Genel Müdürlüğünden Bayındırlık Bakanlığına, Askerliğinden Büyükelçiliğine kadar yaptığı tüm görevlerde, Cumhuriyetin kuruluşuna, Türk Milleti ve Kültürünün yeniden inşasına büyük hizmetler yaptı.

Behiç bey, İstanbul Teknik Üniversitesi adını alacak Mühendis Mektebi'ne özerklik verilmesi, üniversite derslerini Türkçeleştirilmesi, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın fikir babalığını yaparak resmiyet kazandırıp kurulmasının sağlanması, emekli sandığının kurulması gibi bir çok önemli ilkin altına imzasını atmıştır.

Behiç Bey, başlangıcı imtiyazlar, yap-işletler ve sadece yabancı tekeline dayalı 100 yıllık bir serüvenin bir adamın, kişisel çabaları ile sadece 6 yılda nereden nereye getirildiği hikayesinin baş kahramanıdır.Behiç Bey “Bir tek ben uğraşsam ne olacak” demeyenlerdendir. Behiç bey, Savaşan  kazanır” diyerek bizlere örnek olan abide şahsiyetlerimizdendir.

Şu bir tarihi gerçektir ki; 19. yüz Anadolusu'nun kanlı, yoksul, buhranlı, işgal edilmiş coğrafyası üstünde ATATÜRK ve yoldaşları gibi rehber ve önden gidici, halkı fütuhat kadar medeniyet ufuklarına da seferber eden yılmaz insanlar olmasaydı belki de dünyaya parmak ısırtan, mazlum milletlere örnek kurtuluş savaşı kazanılmaz, Türkiye Cumhuriyeti de olmazdı. 

Bu idrak ve şuurla, Türk Milletinin fertleri olarak bizler, başta Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, bin bir zorluk ve yokluk içinde 7 düvele meydan okuyarak Cumhuriyeti bizlere armağan eden arkadaşlarını, Behiç Erkin ve nicelerini hiçbir zaman unutmayacağız.

İçine düştüğümüz her zorlukta, içinde bulunduğumuz her ahval ve şeraitte İsmet İnönüleri, Behiç Erkinleri, Fevzi Çakmakları düşüneceğiz, örnek alacağız, ATATÜRK’ün izinde tam bağımsız Türkiye için yılmadan çalışacağız.

Bu duygularla, Milli kahramanlarımızdan, abide şahsiyetlerimizden, Eskişehir’deki emanetimiz, onurumuz Behiç Erkin’in önünde saygıyla eğiliyor, minnetlerimizi ifade ediyoruz."