Kamuoyunu yakından takip edenler bilirler. 7 Eylül Çarşamba günü Eskişehir’de yayın yapan bir yerel gazete sosyal medya hesaplarından ‘Hangi meclis üyesinin deposundan 150 ton yağ çıktı?’ paylaşımını yaptı. Üzerinden bir hafta geçmesine rağmen gazete konu ile ilgili bir haber yayınlamadı. Buna rağmen özellikle son 3-4 gün içerisinde sosyal medya ve bazı duayen gazetecilerin köşe yazılarında bu konu oldukça sık bir şekilde dillendirilir oldu. Bilirsiniz olabildiğince hakkaniyet odaklı giden ve her zaman doğruların yanında olmaya çalışan birisi olmaya çalışırım.
Öncelikle bir gazete böyle bir haberin istihbaratını aldıysa sosyal medya paylaşımı yapmaz, haber yapar.
Elinde belgesi veya fotoğrafı varsa yayınlar, herkes görür ve kamuoyunun takdiri ne olursa onlar yaşanır.
Böyle gizemli sosyal medya paylaşımları maalesef dedikoduların doğmasına ve masum insanların da zarar görmesine neden olabilir.
Bu sosyal medya paylaşımı da öyle rt, fav, yorum falan da almadı ama nedense gazeteciler ve meclis üyeleri özelinde etkisi büyük oldu.
Bazı gazeteciler ve köşe yazarları ‘Bu kişinin Murat Özcan olduğu konuşuluyor, iddia ediliyor’ minvalinde paylaşımlar yaptılar, köşe yazıları yazdılar. Ancak hiç birisi somut bir delilim var demedi. Hemen hemen hepsi Murat Özcan’ın çibörek işletmesi sahibi olduğu ve bu nedenle stok yapabileceği tarzında ifadelerde bulundu.
Elinde delil olmadan ‘konuşuluyor, iddia ediliyor’ gibi cümleler ile Murat Özcan’ın üzerine gidiliyor. Murat Özcan da yaptığı paylaşımlarda kendisinin böyle bir durumu olmadığını ve yargı önünde iddia sahipleri ile hesaplaşacağını açıkladı.
Çamur at izi kalsın sisteminin bu kez de mağduru Murat Özcan oldu. Dünyanın en zor şeyi olmayan bir şeyi ispatlamaktır. İddiasını ispatlamakla yükümlü olanlar iddia sahipleridir. Allah herkese Murat Özcan sabrı versin. Olmadığını söylediği şeyi ispatlayamacağı için üzerine gelenlerden nasıl kurtulacak bilmiyorum.