Figen Özbay ve Hasan Özbay çifti 2013 yılında bir çocuk sahibi oldu. Çocğua Ege Özbay ismini verdiler. Ege doğum esnasında beyin felci geçirdi. İkiz kardeşini doğum sırasında kaybeden Ege o günden itibaren yoğun bir fizik tedavi gördü. 9 buçuk yıldır tedavileri devam eden Ege ilk adımını attı ve yürümeye başladı.

Oğlunun durumuyla ilgili konuşan anne Figen Özbay, Ege'nin ikiz olarak dünyaya geldiğini, kardeşinin doğumda hayatını kaybettiğini söyledi. Doğumdan sonra Ege'nin de beyin felci olduğunu öğrendiklerini vurgulayan Özbay, "Bunun haricinde diğer sağlık problemlerimiz de vardı. Gözlerimizde sıkıntılar vardı, sindirim sistemi problemimiz vardı. Doktorlarımızın yol göstermesiyle birlikte hepsini sırayla düzenledik. Kabul edememe durumumuz olmadı. İlk aklımıza gelen şey oğlumuz için ne yapabiliriz oldu. Bu şekilde yola başladık. Önce gözlerimizi kurtardık. Daha sonra sindirim sistemiyle ilgili ameliyatlarımızı olduk. Ondan sonra hızlı bir şekilde fizik tedavi sürecine başladık. 9,5 yıl sonra oğlumuzun ilk adımlarını gördüğümde açıkçası kısa bir şok geçirdim. Bizim bugüne kadar hep umudumuz vardı. Belki hayaldi ama hep umuttu bizim için. Hayalimizin gerçekleştiğini gördüğümüz an bizim için bir şok hali oluştu. Çok mutlu olduk. İnanılmaz farklı duygulardı. İnşallah bu duyguyu herkes yaşasın" diye konuştu.

Kendileri gibi olan ailelere de seslenen Özbay, "Ne kadar düşerlerse düşsünler çocuklarına tutunup ayağa kalksınlar. Onlar gerçekten muhteşem. Onların o gösterdikleri gayretin, emeğin farkına varıp anne ve baba olarak asla vazgeçmesinler. Her zaman çocuklarıyla bir olsunlar. Hep onların gözlerinin içine baksınlar ve kendilerinde o gücü zaten bulacaklardır. Gerekli desteği, gerekli eğitimleri bıkmadan alsınlar. Bu şekilde çocuklarının gelebileceği en iyi konuma gelsinler" dedi.

Baba Hasan Özbay ise çocuklarının ilk anda hiçbir şey yapamadığını dile getirdi. Bebeklik döneminde yoğun bir fizik tedavi uyguladıklarını kaydeden Özbay, "Çünkü ilk 3 yaşta yoğun fizik tedavi size çok yol aldırıyor. Ancak yoğun fizik tedavi aldıkları için çocuklar belli bir noktada bunalıyorlar. Çocukların hayatı tamamen fizik tedaviden ibaret oluyor. Bunlar oyun çocuğu. Biz bunların bazen çocuk olduklarını unutuyoruz. Anne ve baba olarak çocuklarımız bir an önce yürüsün diye çalışmalar yaptırıyoruz. Ancak çocuklar belli noktadan sonra bulanıyorlar ve yapmak istemiyorlar. Örneğin Ege'nin 'ben yürüyemiyorum, zaten yürüyemeyeceğim, benimle neden uğraşıyorsunuz ki' demelerine çok şahit olduk. Bizde bu süreçte oyunlarla fizik tedavi uygulayarak baya bir yol aldık. Özellikle 5 yıldır akşam işten geldiğimde oyun eşliğinde fizik tedavi çalışmaları yaptırmaya çalışıyorum. Bir taraftan oyun oynarken bir taraftan da aslında fizik tedavi çalışıyor. Bunlar çocuk. Oyun oynayarak vakit geçirince eğleniyorlar. Bende hem eğlenmesini sağlamdım hem de fiziksel egzersizlerini yapmasını sağladım. Biz çok güzel bir yol aldık" şeklinde konuştu.

Geçen yıl Ağustos ayında Ege'nin ayaklarından ortopedik bir ameliyat olduğunu dile getiren Özbay, "Ardından yine oyun eşliğinde yoğun bir fizik tedaviler yaptık. Bunun sonucunda yaklaşık 1 aydır yavaş yavaş adımlamaya başladı. Dengesini kurduğu zaman 1 dakikaya kadar ayakta durmaya başladı. Biz artık bunu başardık dedik. Biz gerçekten ilk adımı attığında şok geçirdik. Sonra tabi çok mutlu olduk. Oğlumuz çok büyük bir sevinç yaşadı. Okula sürekli tekerlekli sandalye ile gidiyordu. Oğlum sınıfa adım atarak girdiği zaman öğretmenleri, arkadaşları çok mutlu oldu. Oğlumda 'ben bunu başarabildim' duygusunun vermiş olduğu bir özgüven geldi. Bu özgüven geldikten sonra 'hadi baba beni bir yürütür müsün' demeye başladı. Bizim gibi alilerde kesinlikle yılmasınlar. Bu uzun bir mücadele. Bu sabır isteyen, stresli bir dönem. Emek verdikten sonra emeklerinin karşılığı kesinlikle alınıyor. Ben 4-5 yıldır uyguladığım yönteminden çok verim aldım. Kendi fizyoterapistlerine danışarak çocuklarına fiziksel aktiviteler içeren oyunlar oynatmaları. Çocuklar bir taraftan çocukluğunu yaşarken bir yandan da fizik tedavilerini olsunlar" ifadelerini kullandı.