Üzerinden çeyrek asır geçen 17 Ağustos 1999 derpeminin ardından, olası büyük depremlere karşı hazırlıkların tamamlanması gerektiğini vurgulayan Şenol Hakan Kutoğlu, kentsel dönüşümden risk yönetimine kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.

Şenol Hakan Kutoğlu, üzerinden çeyrek asır geçen 1999 depremi için "17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen İzmit yada Gölcük adıyla andığımız depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Yakınlarını kaybedenlere tekrar baş sağlığı diliyoruz. 17 Ağustos’ta kırılan fay hattı Gölcük’ten başlayarak Düzce’ye kadar devam eden hat üzerinde 200 kilometre boyunca bir hattı kırdı. Artık bu fay üzerinde 200-250 yıl daha enerji birikmesi gerekiyor ki aynı büyüklükte bir deprem meydana gelsin." aktardı. 

Fay üzerinde çok şiddetli bir deprem beklemediğini belirten Kutoğlu, "Türkiye’de yıkıcı depremlere neden olabilecek faylar mevcut. Bu faylar bize geçmişte bu çapta büyüklükte depremler meydana geldiyse kendine yeterli enerjiyi biriktirdiğinde tekrar edecekler." sözleriyle her zaman depreme hazırlıklı olmamız gerektiğini vurguladı.

"Yakınlığı veya uzaklığını neye göre tayin edebiliriz. Deprem tarihi en son ne kadar geriye gidiyorsa tehlike o kadar yakın demektir. Biz fayların hareketlerini, yıllık hız miktarlarını uydu verilerinden görüntüleri işleyerek çıkartabiliyoruz. Bu geçmişteki depremlerden son meydana gelen yıkıcı depremlerden itibaren fay hızını kullanarak bir gerginlik hesabı yaptığımızda karşımıza çıkan tablo bu şekilde olacak" kaydetti.

Oyuncu Vural Çelik'e Veda Oyuncu Vural Çelik'e Veda

Asrın Felaketi

Türkiye Depremlerle Sınanıyor

Kutoğlu, Erzurum, Erzincan, Bingöl, Sakarya'nın güneyi, Marmara Denizi içindeki faylar ve Bandırma üzerindeki fayların yüksek gerginlik gösterdiğini ifade etti. İzmir ve Manisa çevresindeki faylarda da yüksek enerji birikimi olduğunu belirtti. Türkiye'nin depremlerle sürekli sınandığını, bu nedenle depremlerle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini söyledi. Deprem endişesinden ziyade, gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.

Kentsel dönüşüm konusunda da önemli değerlendirmelerde bulunan Kutoğlu, 1999 depreminden bu yana çeşitli yasal düzenlemeler yapılsa da yapı stokunun hala eksik olduğunu ve mühendislik hizmeti almadan inşa edilen binaların bulunduğunu belirtti. Kutoğlu, kentsel dönüşümde vatandaşların ilgisini artıracak yeni yöntemlerin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Risk yönetimi stratejilerine de dikkat çeken Kutoğlu, nüfus ve ekonomik yoğunluğun tek bir bölgede toplanmasının büyük bir risk oluşturduğunu belirtti. Türkiye’nin geniş coğrafyasını daha etkin kullanarak, sanayi ve endüstriyel tesislerin ülke genelinde yayılmasının riskleri azaltacağını vurguladı. Ayrıca, bu stratejinin biyolojik afetler için de geçerli olduğunu belirtti.

Marmara Bölgesi'nde şu anda yakın bir deprem tehdidi olmadığını belirten Kutoğlu, bu bölgeye yönelik hazırlıkların sürdürülmesinin ve olası risklere karşı tetikte olmanın önemini vurguladı. Kutoğlu'nun açıklamaları, Türkiye’nin depremsellik konusunda alması gereken önlemleri ve geliştirmesi gereken stratejileri bir kez daha gözler önüne serdi.