İstanbul, Özel Eyüpsultan Final Akademi Anadolu Lisesi Müdürü 74 yaşındaki İbrahim Oktugan dün toprağa verildi. Irak asıllı 17 yaşındaki Yusuf K. okula silahla girerek müdürü vurarak öldürmüştü. 

Eskişehir'de bugün saat 11:00'de öğretmenler öldürülen İbrahim öğretmen için eylem yaparak seslerini duyurmaya çalıştılar. Yapılan eylemde, "itibar istiyoruz önlük değil!", "öğretmenler ölüyor bakanlık susuyor!", "ölmek değil öğretmek istiyoruz!" yazılı pankartlar da vardı.

Eskişehirde Öğretmen Eylemi

Eylemde seslerini duyurmaya çalışan öğretmenler; "Artık Yeter! Eskişehir'de ve Bütün Ülkedeki Okullarda Önlem Alınsın! Can Korkusuyla Çalışmak İstemiyoruz! Can Güvenliğimiz Sağlansın!" dediler ve şu sözlerle sözlerine devam ettiler;

Öldürülen Öğretmen Eylemi

"Milli Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim çalışanlarına yönelik söylem ve yaklaşımları son
olarak çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu ile emeğimiz değersizleştirildi. Bu da beraberinde
mesleğimizin itibarsızlaştırılmasını, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçilerinin
okullarda şiddetin hedefi olmasını doğurdu.

Öğretmen Eylemi Pankartlar

Son bir ayda hamile arkadaşımızın dövülmesinden, bıçaklı yaralamaya, okula silahlı saldırıya
kadar birçok şiddeti beraberinde getirdi. En sonunda da bir arkadaşımızın hayatını
kaybetmesine neden oldu. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı, ibrahim hocamızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu,ne de failin uyruğu ile ilgilidir.

Pankartlar Eylem Için

Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan
olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı
bir sopaya dönüştürülmesi, MEB'in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine
öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün
yaşananlara zemin oluşturmuştur.

Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını
hepimiz çok iyi biliyoruz. Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. "Bir toplumun uygarlık düzeyi,
öğretmene verdiği değerle ölçülür."

Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir
geleceğe rehberlik eden mimarlardır. Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin
geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur.
Buradan Milli Eğitim Bakanı'na soruyoruz; Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor?

Iktidarın ve MEB'in plansızlığı nedeniyle okularımız güvenlik açısından
ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz?
Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi buuun da arkasında kimlerin olduğunu
onları çok iyi tanıyoruz, biliyor ve daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibin bu cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır.

Bizleri bugün okullarımızda acık hedef haline nler liyakatsiz sekilde atandıkları
koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, hea bizleri aşağılamaya calısan mülk
amirlerdir. Öğretmenliğin aynı zamanda birmesleği olduğunu görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak
tikamakta israr edenlerdir. Bizleri hedef haline getirenler; her firsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır.

55 yaşındaki emekli asker, günlük 35 kilometre pedal çevirerek onlarca cana ulaşıyor. 55 yaşındaki emekli asker, günlük 35 kilometre pedal çevirerek onlarca cana ulaşıyor.

Bugün devlet veya özel okul olsun, bizlerin okullara canlarından endişe ederek gidiyor
olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten
değişmesidir. Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı, eğitim emekçilerinin can
güvenliği sağlanmalıdır. Okulda şiddetin son bulması için MEB'i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz.

Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce
eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde
cezalandırılmalıdır.

Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır.
Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK'ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip,
mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır.
içine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan müfredat yerine şiddetin
çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam dersleri içeren öğretim programları
hazırlanmalıdır.

Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor,
güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz!  Artık yeter! Can korkusuyla çalışmak istemiyoruz!" dediler.

Haber: Muhabir Gamze Uysal